29 Jul 2011

DB2 for z/OS Tracks in IDUG EMEA 2011




DB2 for z/OS Sessions provides you the best technical content about IBM’s flagship database. IBM Distinguished Engineers talk about product updates, V10 Migration experiences and enhancements. Industry experts and Leading Gold Consultants provides you the best practices and tips&tricks from the ground. Top User speakers share their experiences with DB2 for z/OS Migration and performance tuning efforts. Top vendor experts talk about experiences and new functions. What you will learn from those sessions will provide the maximum ROI to your skills and to your enterprise.

For instance;

Terry Purcell's session called "What's new from the optimizer in DB2 10 for z/OS?" will have the latest query optimization enhancements for DB2 10 for z/OS, the world’s most respected cost based optimizer. And as delivery of DB2 10 draws closer, the plan solidifies, and beta customer and internal measurement feedback is more readily available. This presentation will share the insight uncovered in the early usage, provide the motivation for each enhancement, and highlight that actual enhancements


John Campbell's "DB2 10 for z/OS Planning and Very Early Migration Experience" will introduce and discuss very early experiences and lessons to be learned with DB2 10 for z/OS. It will provide quick hits on preparing for and executing the migration, performance expectations and opportunities, virtual storage constraint relief, some instrumentation changes, use of 1MB real storage frame size, use of hash access, value of rebind, etc.


Bryan Paulsen with "DB2 10 for z/OS - John Deere's Beta Experience" will talk about John Deere's participation to the IBM Beta program for DB2 10 for z/OS. This presentation will introduce you to some of the new features available in DB2 10 that we tested at John Deere. You will gain a general understanding of these features along with some items of interest we found while testing. I will also introduce you to some of the equipment John Deere makes during the course of the presentation.


And Last but not the least Frank Petersen with "Experience DB2 10 experiences" will go through the experiences from Bankdata/JN data concerning going to DB2 10. Bankdata took part in the beta program for DB2 10 and there will be some brief information about this process. In the spring 2011 the Bankdata systems are planned to go through a 6 months process to be upgraded to DB2 10. Frank will give experiences from this process, both from a performance related view as from talking about problems met during the way. He will try to make the presentation as up to date as possible as the process is continuing right up to the conference.

This is just a subset of conference grid.

And there some more


1) IBM Pre-Certification & Migration Planning Workshop classes
http://bit.ly/IDUGEMEAMP

2)Registration for DB2 10 Migration Planning Workshop at IDUG
http://bit.ly/MPWIDUG

3) Registration for IDUG EMEA 2011 Conference
http://bit.ly/IDUGEMEA

22 Jul 2011

IBM / 2011 Q2

IBM'in 2011 Q2 raporu açıklandı.

Bu raporda ki bazı başlıklara göre;
1) Mainframe sınıfı (System z) gelirlerinde %61, kapasite artışında %86 artış var. Orta Boy sunucularda ise (System p) %12'lik artış var. Bu eğilim büyük boy sunucuların kullanım eğiliminde azalma yerine ciddi bir artış olduğunu gösteriyor.

2) BRIC (Brazil, Russia, India, China) ülkelerinden sağlanan gelirde %23'lik artış var. Bu da bilişim alanında bu ülkelerde ciddi firsatların hala devam ettiğini gösteriyor.

3) Yazılım ürünlerinin gelirlerinde WebSphere ürün ailesi %55, Information Management ailesi %18, Lotus ailesi %12, Tivoli'ler %9, Rational ailesi ise %4'lük artış göstermiş. Appliance, uygulama entegrasyonu, uygulama sunucusu yazılım teknolojilerinde ciddi bir talep olduğu ortada.

4) "Business analytics" başlığındaki gelir artışı %20. Toplam yazılım gelirlerindeki artış %17'de iken BA konusunda ki artışın daha fazla olması, bu alandaki hareketliliğin ve talebin göstergesi.

Raporun detayları aşağıdaki linkte bulunabilir.
http://www-03.ibm.com/press/us/en/pressrelease/35069.wss

16 Jul 2011

Arama Motorları Akla Zarar mı?




Aşağıdaki satırlarda okuyacağınız makalede vermeye çalıştığım mesajla bilgisayar başında yaşadığım durum çelişiyor olsa da, hedeflediğim bir konuyu araştırırken kendimi başka bir araştırmanın sonuçlarını incelerken buldum: “arama motorlarının insan hafızası üzerindeki etkileri”

İnternet icad olup, kütüphaneler dolusu veri, bilgi, belge sayısal olarak önümüze yığılınca, haliyle bu yığın içindeki aramaları gerçekleştirmek için de “arama motoru” denen teknoloji üretildi. Bir parmak hareketiyle, üstelik aradığımız “şeyi” tam olarak bilemesek bile, birkaç kelime ile başladığımız arama yolculukları, motorun tavsiyeleri ile karşımıza çıkan listeden “İşte! Tam da aradığım buymuş” diyeceğimiz “akıllı motorlara” kadar geldi.

Neler aramıyoruz ki!

Bir top model’in göğüs-kalça oranından, eski sınıf arkadaşlarımız “Ne yapıyormuş acaba?” sorgusuna, Başbakan’ın kahvaltıda ne yediğinden, Avagadro Sayısı’nın Borsa Endeksi üzerindeki etkisine kadar aklımıza gelen her şeyi...

Eskiden “okuyarak ve öğrenerek” hafızamıza depoladığımız bilgiye, ihtiyaç duyduğumuzda, anımsama yoluyla yeniden ulaşabiliyorduk. Okuyorduk, öğreniyorduk ve bu yolla bilginin kendisini hafızada depoluyorduk, gerektiğinde oradan çağırıp kullanıyorduk ve sonra yine saklamaya devam ediyorduk.

Internet teknolojileri ve özellikle bu yazının konusu olan arama motorları ile başlayan bilgiye erişim süreci, bilginin insan hafızasında saklanma ve ulaşma yöntemlerini de etkiliyor. Günümüzde cevabını bilmediğimiz bir soru ile karşılaşırsak, yukarıdaki önce öğrenme sonra depolama ve ardından da anımsama işini artık arama motorlarına havale etmiş durumdayız. Onlar bu işi bizim için belki daha hızlı ve zahmetsiz yapıyor. Aman DİKKAT! Arama motorları bu işi yaparken beynimize düşen görev değişiyor: Artık hafızalarımızda bilgiyi saklamak yerine sadece o bilgiye ulaşabileceğimiz endeksleri saklıyoruz. Ben bu görev değişimini beynin bazı fonksiyonlarını “dış kaynak” kullanarak “taşeronlaştırmak” diye adlandıracağım. Bu süreç, günlük hayatımızda daha çok işi, daha hızlı gerçekleştirmek açısından sanki daha çekiciymiş gibi gözükse de, sürekli yapılan bu doldur-boşalt işleminin etkilerinin bilinmezliğinin bir sonucu olarak her “dış kaynak” kullanımında ortaya çıkan temel sorun burada da karşımıza çıkıyor: Bağımlılık! Yani o arama motoru elinin altında olmazsa ne yapacağını bilmeyen, dımdızlak kalmış bir beyniniz olabilir.

Beyinlerimiz, “Internet’in hafızasına” artık bir aile bireyinin, meslektaşımızın veya bir arkadaşımızın hafızasına güvenirmişcesine güveniyor. Aradığımız bilgiyi hatırlamak yerine, o bilgiye ulaşacağımız yeri, endeksi, bağlantıyı, kısaca bilginin saklandığı yeri hatırlıyoruz ve o bilgiye ulaşınca onu beynimize transfer ederek “öğrenmek” yerine, kullanıyoruz, tüketiyoruz ve ihtiyaç duyduğumuzda yeniden gidip ilgili yerden yeniden “transfer ediyoruz”.

Harvard Üniversitesi’nde bir araştırma yapılmış. Denek olarak seçilen lisans öğrencilerine, “Devekuşunun gözü, beynininden büyüktür” benzeri, cevabı “doğru-yanlış” olan bir dizi soru yöneltilmiş. Sorularla beraber öğrencilere bazı anahtar kelimeler, farklı renk ve fontlarla gösterilmiş. İnternet’i, örneğin Google veya Yahoo’yu, çağrıştıran renk ve fontlar kullanıldığında, öğrencilerden gelen cevapların daha yavaş olduğu ölçülmüş ki bu da cevabı düşünürken akıllarından arama motorunu geçirdikleri olarak yorumlanmış.

Bulgular ve gündelik yaşamdaki kullanım örüntüsü gösteriyor ki, beynimizin öğrenme stratejileri değişim içinde. Birçok insan “Yeniden hatırlamam gerektiğinde bakmam gereken yeri biliyorsam o bilgiyi niye aklımda tutayım ki!” demese de, gündelik koşullar buna zorluyor. Google ve benzeri teknolojiler beynimizin bazı fonksiyonlarının “makineleşmiş dış kaynaklara taşeronlaştırılmasını” hızlandırıyor.

Bir bilimkurgu olan Stanley Kubrick’in “2001: A Space Odyssey” adlı sinema filmindeki HAL adlı bilgisayar bir hayal ürünüydü ama günümüzde IBM’in Watson adını verdiği akıllı bilgisayar bir gerçeğin yansıması.

İnsan beyninin fonksiyonlarını “taşeronlaştırmak”, beynin kullanım kapasitesini artıracak mı, yoksa tembelleştirecek mi bunu zaman ilerledikçe göreceğiz.

8 Jul 2011

Dünyayı değiştirecek dört teknolojik eğilim





IBM ArGE'sinden sorumlu VP John Kelly'nin yaptığı bir sunum geleceği belirleyecek 4 teknolojik eğilim hakkında sinyaller veriyor

1.Nano Sistemler: Bu sistemler kısaca kablolu iletişim değil ışıkla iletişim üzerine olacak. Böylece çok daha az enerji ile çok yüksek iletişim performansları sağlanabilecek. Nano sistemlere geçildiğinde hesaplama hızlarında 1000 kat artışlar bekleniyor.

2.Exascale Sistemler: Günümüzde en hızlı sistemler petaflop seviyesinde. IBM Ar&GE, Blue Waters olarak isimlendirilen, 10 petaflop'luk bir sistem hazırladı ve gelecek 10 yıl içinde exaflop tasarlama peşinde. Petflop'tan exaflop'a geçiş demek performansta 1000 kat artış demek.

3.Çok büyük ve Çok hızlı data: 2020 yılında, dünyada 50Milyar birbiri ile bağlı cihaz olması bekleniyor. Bu yeni dünyada veri üretim hızı makina hızı ile eşdeğer. Bunun üstesinden gelmek için, yüzlerce gigabyte'ı saniyeler içinde işleyen ve microsaniye bazında karar veren sistemlere ihtiyaç var ve bu konuda ki geliştirmeler devam ediyor.

4.Kavramsal hesaplamalar: Dünyadaki neredeyse bütün bilgi sayısallaşmış durumda. Bu yüzden yaratılan sistemlerin bilgiyi işleme metodları daha önce hiç olmadığı kadar farklı. Bunun en güzel örneği Watson. http://www-03.ibm.com/innovation/us/watson/index.html